Disleksi, ilk kez İngiliz Doktor W.P Morgen tarafından 1896 yılında tanımlanmıştır. Morgen’a göre Disleksi ”Doğuştan kelime körlüğüdür.” İlk olarak yapılan bu tanımlamadan sonra günümüze kadar birçok disleksi tanımı yapılmıştır. Avrupa Disleksi Derneğine göre disleksi tanımı “Disleksi;okuma, heceleme ve yazma becerilerini edinmede nörolojik kökenli bir farklılıktır.” Disleksi, zeka düzeyi “normal veya normal üstü” olan, ”okuma hızı, okuma kalitesi, okumayı öğrenme hızı, okuduğunu anlama – anlatma becerisi” yaşıtlarına ve zekasına kıyasla; beklenenin altında olan okuma bozukluğunun genel adıdır.

Dinleme,konuşma,akıl yürütme ,okuma yazma ve matematiksel işlemlerde bilginin öğrenilmesi ve yorumlanmasında  yaşanan zorluklara özel öğrenme denir. Kişinin zekasının normal yada normalin üstünde olmasına rağmen,yaşı,zekası ve verilen eğitim düzeyine göre beklenen düzeyde öğrenememesi (özel öğrenme güçlüğü) olarak tanımlanır.

Öğrenme sorunu olan bir çocuğa özel öğrenme güçlüğü tanısı konulabilmesinin ilk şartı, çocuğun zekasının normal yada normalin üstünde olmasıdır. Zeka geriliği olan çocukların yaşadığı öğrenme sorunu özel öğrenme güçlüğü değildir. Her çocuk birbirinden farklı özelliklere ve ihtiyaçlara sahiptir. İhtiyaçlarının bazıları güncel eğitim sistemi içerisinde karşılanırken bazı ihtiyaçların karşılanmadığı ve bu durumda ihtiyaçların karşılanabilmesi için özel eğitim desteği alma gereksinimi doğmuştur. Özel eğitim; gelişimde gecikme ve öğrenme süreçlerinde zorlanan bireylerin destek bir eğitim alarak kapasitelerini ortaya çıkarmalarını sağlayan çalışmalar bütünüdür. Ülkemizde özel eğitimle alanında yapılan uygulamalar oldukça eskiye dayanmaktır ancak özel eğitim hizmetlerinin daha geniş kitlelere ulaşması ve nitelikli hale getirilmesi için son 20 yılda birçok çalışma yapılmıştır. Ancak hala özel eğitim içinde yer alan özel öğrenme güçlükleri (ÖÖG) gibi alanlarda yapılan çalışma ve araştırmaların yetersiz olduğu görülmektedir. Özel öğrenme güçlüğü ile özellikle alanda çalışacak uzman ve uygulanacak program ile ilgili yetersizlikler söz konusudur.